TAN KÖYÜ

YARDIMLAŞMA VE KALKINDIRMA DERNEĞİ

Burası Munzurlar

Geri Dön

Burası Munzurlar;
Yaşlı Anadolu’yu ayakta tutan sağlam direklerden biridir Munzurlar…
Toroslarla el ele vermiş Doğu Anadolu’yu sırtında taşımaktadır Munzurlar….
Buraların anasıdır, atasıdır kadim Munzurlar …
Rüzgarı ciğerleri çatlatır ,havası serttir,
Güneşi içine akar insanın, gölgesi titretir Munzurların.
Etekleri hep karlıdır, başı pare pare dumanlıdır ,
Kırları menekşe, yamaçları kekik kokar Munzurların.
Kayalıklarında ceylanlar seker, keçiler oynaşır,
Keklik sürüleri şarkılar söyler yamaçlarında Munzurların.
Çağlayanları köpük köpük gürülder ,
Kaynayan soğuk pınarları, şırıldayan dereleri vardır Munzurların .
Yaylalarında koyunlar meleşir, kuzular oynaşır,
Kısrak sesleri ıssızlığını bozar Munzurların.
İşte bu dağların tam da sırtındadır benim köyüm.
Kendini yüce Munzurun kucağına emanet etmiştir.
Güvendedir korkusu yoktur.
Munzur ona hem analık etmektedir ,hemde babalık.
Uzun göç yollarından sonra yolu buraya düşmüştür Atalarımızın.
Göçerlikten yorgun düşen bu insanlar karar vermişlerdir.
Bundan böyle yurtlarıdır bu yamaçlar onların.
Yerleşik hayata geçmişlerdir artık. Buraları işlemişler, bağlar, bahçeler kurmuşlardır.
Bu dağların çocuklarıdır onlar. Bir parçasıdırlar Munzurların.
Yükseklerine daha yükseklerine çıkarlar yaz aylarında.
Göçer torunudurlar nede olsa…sabit duramazlar.
Yaylalar da bambaşka düzenler kurarlar kendilerine.
Çoluk çocuk, yaşlı genç, koyun kuzu birlikte yaşarlar bu yaylalarda.
Suyu dağın gözesinden, sütü koyunun memesinden içerler
Güneşi tutacak gibi göğe uzanır elleri …

Gün gelir yetmez olur buraları onlara arayışlar başlar.
Taşar köyümün insanı yavru köyler oluşturur .
Örf oluşur, töre oluşur kendi dünyalarını tekmil ederler.
Her şey böyle belli bir düzende akıp giderken..
Dünyayı buralardan ibaret bilen bu insanların hayatlarına birden bir yıldırım düşer…
Bu yıldırımın adı “GURBET”tir.
O öyle bir şeydir ki aklını çeler adamın…
Yeni dünyadır gurbet. Alımlıdır ,ışıl ışıldır,çekicidir…
Rededilemez ve karşı konulamaz vaatleri vardır
Biraz zorunluluk, biraz cazibe alır götürür köyümün erkeklerini
Koparır vatanından onları ...
“Ekmek parası” daha iyi yaşamak arzusu taşır tek tek insanları şehre ..
Şehirden kopamayan bu insanlar ailece göçmeye başlarlar yavaş yavaş.
“Gurbet” artık “vatan” olmuştur onlar için…
Tan köyünün insanı artık kentlidir ve şehirli olmuştur.
Görünürde şehirlidirler ama içlerinde kor kor vatan ateşi yanmaya devam etmektedir.
Çıkmaz yüreklerinden Munzurlar…
Hep bir özlem vardır ata toprağına…
Nereden başladığı belli olmayan ataların göçü belli bir süre Munzurlarda mola vermişti.
Artık bu göç serüveni Anadolu’nun en uç noktasına İstanbul’lara kadar uzanmıştı.
Göç devam ediyordu..
Yine göçebeydi aslında bu insanlar..
Yeni göç hikayeleri vardı…
Göç burada bitti mi, bitecek mi ? bilemeyiz.
Yarın kimbilir nereye ve hangi diyarlara olacaktır.
Bizler bu yeni durumlara birtarafan alışırken bir taraftan da
“ah geçmiş”,”nerde o eski günler” demeye devam edeceğiz ….

Ahmet Karahan

12 Aralık 2019
DİĞER Şiir Portalı